Kültürel Antropoloji ve Kalkınma Çalışmaları Yüksek Lisansı

İleri düzey Kültürel Antropoloji ve Kalkınma Çalışmaları Yüksek Lisans Programı (CADES), öğrencilerin kültürlerarası uzmanlık, anlayış ve becerilerini geliştirmek için antropolojinin eşsiz bakış açısından yararlanır. Sosyal ve Kültürel Antropoloji Bölümü'nde yürütülen en yeni araştırmalara dayanan program, Batı'nın evrenselleştirici modernleşme anlatısına karşı çıkmakta ve kalkınma meselelerine, ulusötesi dayanışmaya ve sosyal değişime entegre bir yaklaşımı teşvik etmektedir. CADES bu yaklaşımıyla, hazır bir araç seti sunmak yerine, mevcut kalkınma uygulamalarının altında yatan daha büyük soruları araştırmaktadır.

Daha spesifik olarak CADES, yerel aktörlerin ekonomik küreselleşme ve sosyal değişimin her yerde mevcut güçlerine nasıl direndiğini ve/veya yanıt verdiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Sadece kalkınmaya ilişkin kültürlerarası derin bir anlayış ve katılım, eşitliğe yönelik yenilikçi yollar açabilir. Bu nedenle program, kalkınma tarihinden (teori) sosyal dışlanma, antroposende ekoloji ve iklim değişikliği, kentleşme, göç ve hareketlilik, sosyal dönüşüm, dayanışma, küresel politika ve diğer pek çok güncel tartışmaya kadar uzanan zengin bir konu yelpazesini ele almaktadır.

Program, uluslararası kalkınmanın karmaşıklığını daha iyi kavrayabilmeniz için size antropolojide yerleşik kavramlar ve teorik bir çerçeve sunacaktır. Ayrıca bu karmaşıklığın yönlerini araştırma sorularına ve uygun araştırma yöntemlerine nasıl dönüştüreceğinizi öğreneceksiniz. Derinlemesine derslerle birlikte bireysel etnografik saha çalışması tasarlamak programın özünü oluşturmaktadır. Ortaklarımız, ağımız ve personelimizin geniş araştırma ağları, yüksek lisans teziniz için gerekli etnografik araştırmayı organize etmeniz için size geniş fırsatlar sağlayacaktır.

Antropoloji

Antropoloji, sosyal boyuta odaklanarak, diğer tüm disiplinlerden daha fazla, birçok kalkınma meselesinin yüzeyinin altında yatan gizli metinleri ve güç dinamiklerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Esas olarak saha çalışması ve katılımcı gözlem yoluyla elde edilen bilgi, bilgi sistemlerinin, dünya görüşlerinin ve yaşam biçimlerinin zengin çeşitliliğini içeriden anlamamızı geliştirir. Antropologlar belirli bir kültüre kendi bilgi, hakikat, değer veya teknolojik gelişim standartları ışığında yaklaşmaktan kaçınırlar.

gelişme

Kalkınma ancak toplumların ya da ağların giderek kıtlaşan yaşam kaynaklarıyla başa çıkmak için kullandıkları kültüre özgü yöntemleri tam olarak kabul ettiğinde sürdürülebilir olur. Çoğu zaman toplumlar değişim ya da kalkınmayı ancak bilgi, din ve sanat miraslarına, iletişim ağlarına, müzakere ve karar alma süreçlerine ya da sorumluluk, ebeveynlik, beslenme ve sağlık kavramlarına ilham veren kültürel değerlerle anlamlı bir şekilde bütünleştiğinde arzu edilir olarak görürler. Ancak bu durum bir engel olarak görülmek yerine, kalkınma için kalıcı ve anlamlı bir değişimin kök salmasının yolu olarak anlaşılmalıdır. Bu nedenle, kalkınma her zaman bir topluluğun sağduyulu bilgisi ve pragmatik güdüleri ile üyelerinin akrabalık, toplumsal cinsiyet, kimlik, etik, politika, adalet ve benzeri konulardaki düşünceleri ve uygulamaları tarafından yönlendirilir.